Maçın analizine geçmeden önce değinilmesi gereken en önemli şeyi anlatıyor yukarıdaki resim ; Eboue Nous Sommestous Avectoi (Seninle her şeye varız Eboue)... Geçtiğimiz derbi de ırkçı söylemlere maruz kalıp ve bu yetmemiş gibi, üstüne onlarca cisim atılan Eboue için yapılan bu jest gereken bir organizasyondu ama yapılanlar bunla sınırlı değildi. Maç öncesinde ve sonrasında tribünler tarafından çağrılan Eboue için başka bir organizasyon da güney tribününde maskelerle yapıldı e maç boyunca belirli aralıklarla Eboue,Eboue diye bağırılması ve oyuncumuza gösterilen ilgi takdire şayandı.
Neyse biz gelelim maçımıza. Maçtan önce çıkan 11'e baktığımızda en mantıklı gibiydi ilk 11'imiz. Hani Riera-Kazım ikilisi olmasa gibi düşünenler olabilir ama çıkması gereken en mantıklı 11'i bulmuştu hoca. Forveti çiftlememiz de bizim daha çok pozisyona gireceğimizin habercisiydi aslında. Bunun yanında 2 haftadır kazanamamamızın verdiği streste hiçte az değildi.İşte bu detay bizim en büyük rakibimizdi aslında.
Mutlak kazanmak için çıkılan bir maçta yapılması gerekenlerin olmadığı bir ilk yarı vardı maçta . Topa sahip olan ama bir türlü öldürücü pasların atılamadığı bir ilk yarının sonunda soldan kesilen ortada Engin'in tabiri caizse uçarak önüne aldığı topu gole çevirmesi. Bizim devreye önde gitmemizin yanında bize güven ve hırs kazandırdı. İlk yarı boyunca sadece savaşan ; Engin ve Ujfalusiye ikinci yarıya önde girmemizle Elmander ve Eboue katıldı oyuna ve ikinci yarı daha derli-toplu ve ne yaptığını bilen bir takım havasına kavuştuk böylece.Geldiğinden beri Kayserispor maçı dışında varlık gösteremeyen Riera'nın sol tarafı canlandırması,Elmander'in sol tarafa deplase oluşuyla gelen bir çok pozisyonun ardından 2-0'ı bulmamız bizi tam rahatlattı derken. Yine saçma sapan top kaybının ardından genç Semih'in müdahale edememesi üzerine golü yememiz,yine bize rahat maç yok dedirtmeye başlatmıştı. Golün geleceğiyse aslında 5 dakika öncesinde,orta sahada yaptığımız saçma sapan hatalardan belliydi. O kadar hata yapan takıma müdahale edilmesi gerekirken Fatih hocanın da tepkisiz kalması ne yazık ki golü getirdi. Golden sonraysa travma yaşadık deyim yerindeyse. 2-1 önde olmamıza rağmen sanki mağlubiyet golünü yemişçesine,tedirgin ve telaşlı oynamaya başladık. Akabinde arka arkaya Sivas tehlikeli gelmeye başladı yetmedi Engin ve Elmander'in atılması maç gidiyor dedirtti bizlere. Fener derbisi öncesi iki fire verdiğimiz bu maçta en azından kalan 10-15 dakikada gol yemeyerek 3 puanı almakta kısa günün karı gibiydi..
Peki bu maçtan ne türkü sonuçlar çıkartabiliriz?
#İlk olarak sahada ;Engin ve Ujfalusi'den başka takımı sahiplenen oyuncu olmamasından bu en çok baskıyı kurabileceğimiz anlarda guardımızı alamadık ve maçın seyri değişti.
#İkincisiyse bu maçta stoper'de oynayan ve haftalardır gönlümüzde taht kuran Semih'in bugün kötü olmasıydı. Kötü olmasının sebebiyse takımı ayakta tutmaya çalışan Ujfalusi'nin geçen maçlara göre daha az Semihi koordine etmesiydi.
#Son olarakta gerekli dakikalarda,gerekli müdahaleleri yapmayan Fatih Terimdi. Yediğimiz golden önce,golün geleceği o kadar belliydi ki burada oyuna müdahale etseydi bence çok şey değişebilirdi.
Gelecek içinse ;Bu maçtan sonra bir kez daha anlaşıldı ki üretken bir takım değiliz bunu hepimiz haftalardır söylüyoruz zaten. Ama bu üretken olmayışımızı da bugün olduğu gibi forveti çiftleyerek en aza indirebiliriz.
Son sözümüzde Engin Baytar için olsun. Engin sorunlu olduğu için TS'den gönderildi bunu bilmeyenimiz yok. Zaten onun kalitesine laf edecek kimse de yok. Ancak Engin Galatasaray için elinden geleni yaparken ve kendini bulmuşken bugün takıma ihanet etmiştir. Ama bizler onu kazanmaya bu kadar yakınken ona sahip çıkmalı ve tamamen aramıza girmesine izin vermeliyiz...
Yolumuz açık ve sonunda kupalarla dolu olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder