Maçın analizine başlamadan önce yine dikkat çekmek istediğim kısım yukarıdaki fotoğraf. Bu fotoğraf bizim geçen seneki hüsran ile biten sezonun nasıl bu sene tam tersine döndüğünün göstergesi. Bunun açıklaması da çok kısa ama net ; Birlik ve Beraberlik..
Gelelim maçın analizine..
Bir tarafta yaptıklarıyla,şerefiyle var olan Galatasaray diğer taraftaysa yapamadıkları ve şikeci damgasıyla anılan Fenerbahçe. Maçtan önce kadrolar çizildi,yorumlandı ve sonuç olarak az da olsa favori olan takımın Galatasaray olduğuna karar verildi. Buna en büyük etkeni de taraftar desteğiyle oynayacak olmasaydı. Ama yıllardan beri gelen Galatasaray'ın bu maçta futbol şansını ne denli yanında olacağından kimse emin değildi. Çünkü rakibi dünyanın en ballı takımı olarak gösterilen, Fenerbahçe vardı. Tüm Türkiye'de düşünceler aşağı-yukarı şu şekildeyken maç başladı ve tüm futbol severler 90 dakikalığına bu maça kilitlendi.
Maç başlar başlamaz taraftar desteğini arkasına alan Galatasaray inanılmaz bir baskı kurdu rakibinin üstüne. Ve bu baskıyla oyunun kontrolünü tamamen eline alıp ardı ardına pozisyonlar üretmeye başladı. İlk pozisyon 5. dakikada Elmander'in soldan ceza sahasına girerken çıkarttığı toptu. Baros o topa dokunamadı ve top auta çıktı. Gittikçe ağırlığını sahaya yansıtan Galatasaray 9.dakika da Emre Çolak'ın ortasında Kazım topu çatala gönderiyor ancak kaleci topu kornere yumrukluyordu. 11.Dakika da bu kez Elmander topu indiriyor ve Baros kaleci ile karşı karşıya kalıyor ancak topa dokunamayıp yere düşüyordu. Baskı git gide artıyor ve tabiri caizse Galatasaray rakibine tecavüz ediyordu. 15. dakika da Selçuk ortalıyor,Ujfalusi'nin kafasında top kalecide kalıyordu.Bu denli pozisyonlar devam ederken 33.dakika da Emmanuel Eboue sahneye çıkıyor ve bizlere Fenev Zenci Sever diyordu. Skor ,Eboue'nin golüyle 1-0 oluyordu. Baskının dozajı golden sonra düşmüyor ve 40. dakika da bu kez sahneye Johan Elmander çıkıyordu. Elmander'in golüyle birlikte ilk yarı 2-0 Galatasaray'ımızın üstünlüğü ile son buluyordu.
Galatasaray'ımız ikinci yarıya ilk yarıda attığı gollerin rahatlığıyla sahaya çıkıyor ve biraz da olsa geriye çekilip rakibini üstüne çekmeye çalışıyordu. Böylece rakip takım futbol'un sadece kendi yarı alanlarında oynanmadığını anlayıp bir 10-15 dakika topa sahip olup azıcık pas yapıyordu. Tamda pozisyonlara gireceklerdi ki bu sefer sahneye kullanılan korner de Felipe Melo çıkıyor ve skoru 3-0'a getiren golü atıyordu.(65')
3-0'ı bulduktan sonra takımımız oyunu tekrar tamamen kontrol altına alarak seyircileri coşturan hareketler yapmaya başladı yani rakibiyle biraz eğlenmeye başladı. Bank Asya Yolcusu olan rakibine ;şikeyle bir yere kadar dedi. Maç tam biterken de rakibine Bank Asya'ya üzülerek gitmemesi için bir gol hediye eden takımımız,eze eze rakibini sahadan silerek maçı 3-1 kazanmasını bildi ve LİDERLİĞE yükseldi.
Gelelim oyuncularımızı değerlendirmeye..
Bugün hangi oyuncumuzun en iyi olduğuna karar vermekte çok zorlandım açıkçası. Emre mi ? Eboue mi ? Semih mi ? Elmander mi ? Bence bugün formayı terleten herkes bu maçın kahramanı olmuştur. Ama geçen hafta Emre için ayrı bir parantez açmıştık hatırlarsanız. Emre benim beklentilerimi bu maçta da karşılayarak çok büyük oyuncu olacağını tekrardan herkese hatırlattı. Yürüyedur Emre.!
Bu maç içinse parantez açacağım isim Emmanuel Eboue.. Yıllardır hasrettik bizler sağ bek'e..Eboue gelince hepimiz heyecanlandık ancak Fatih Hoca ilk 5 hafta onu bir türlü kendi mevkisinde oynatmadı ve Eboue'nin yıpranmasına sebep oldu ama o ne zaman yerini aldı işte o zaman resital de başladı Bu transferi gerçekleştirenlere tekrar teşekkürler.. Teşekkürler Karaoğlan!
Sonuç kısmını da bağlayalım. Geçen sivas maçında yazdığım analiz de eğer bu maçı kazanmak istiyorsak çift forvet çıkmamız gerektiğini yazmıştım. Nitekim bugün çift forvet çıkmamız ve Emre Çolak hamlesi maçın kilidini açtı. Umarım ki Fatih Hoca son haftalarda denediği sistemi aynen devam ettirir.
Takımımıza şampiyonluk yolunda,kuşlaraysa Bank Asya yolunda başarılar dilerim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder