23 Aralık 2011 Cuma

YÜREĞİNİ KOYANLARIN HİKAYESİ; YENİLMEZ ARMADA !





2009/10 sezonunda yaşanılan talihsiz olaylar sonrasında Galatasaray erkek basketbol takımı, döneminin adıyla Galatasaray Café Crown, teknik olarak küme düşmenin eşiğine gelmiş, hatta düştü-düşecek olarak mücadele etmeye başlamıştı. O dönem sırtına ateşten gömleği geçiren Cem Akdağ ve ekibinin yanı sıra yerlisinden yabancısına tüm oyuncuları, yöneticisinden masörüne kadar tek yürek, tek bilek olmuş ve geçmişinde tarihi şampiyonluklar bulunduran Galatasaray erkek basketbol takımı ligde kalmayı başarmıştı. Sezon sonunda Cem Akdağ görevinden alınmış, basketbolda oldukça hatrı sayılır bir isme takım emanet edilmişti. Efes Pilsen’de yetişen, Avrupa tecrübesi ve kariyeri olan, İtalya’da dönemin en iyi coachları arasında gösterilen Oktay Mahmuti yeniden ülke topraklarındaydı. Türkiye’ye bu oyunu getiren Galatasaray basketbol şubesi vizyon ve hedef sahibi, ekol ve felsefe takımları yaratan bir ismi takımın başına getirmiştş. Oktay Mahmuti artık Galatasaray’ın hocasıydı.


Tarihe geçecek bir sezonun ardından hedeflerini ortaya koyan ve yapılanma içerisine giren Galatasaray erkek basketbol takımı Oktay Mahmuti önderliğinde eski kimliğine, tarihi zaferleri yaşadığı günlere geri dönüşün sinyallerini verdi. Yerli ve yabancı oyuncularla oluşturulan yeni bir yapılanma sonrasında Eurocup’ta Top16 oynayan, normal sezonu 3.sırada tamamlayan ve ligde 21 yıl aradan sonra play-off finali oynayan erkek basketbol takımımız kulüp tarihinde ilk kez Avrupa basketbolunun en büyük sahnesi olan THY Euroleague’de mücadele etmek için öneleme oynama hakkı kazandı. Beko Basketbol Ligi play-off final serisinde ezeli rakibine 6 maç sonunda 4-2 mağlup olan ve şampiyonluğu kaptıran Galatasaray erkek basketbol takımı tarihe geçerek, adını altın harflerle tarihe yazdırarak, müthiş bir sinerji ve takım ruhuyla, taraftarının alkışları arasında sezonu noktalamıştı. Galatasaray yeni sezonda Avrupa’nın en büyük arenasında mücadele etmek için 3 maç kazanması gerekiyordu. Sezon başında yapılan yatırım, ortaya konan hedefler ve vizyon yavaş yavaş etkisini gösteriyordu. Oktay Mahmuti göreve geldiğinde kurmuş olduğu “Kazanırız, kaybederiz o konuda bir şey diyemem ama kimsenin şikayet etmeyeceği, mücadeleden zevk alacağı ve son topa kadar mücadele edecek bir takım yaratacağız.” cümlesi de bugün daha bir anlam kazandı.



Yeni sezon öncesinde, yani takvimler Eylül’ü gösterdiğinde, Galatasaray erkek basketbol takımı 3 günde 3 maç oynamak için Litvanya’ya gitti. Eylül ayının takvimlerde yer alan son 3 gününde sırasıyla Paok, Asvel ve Lietuvos Rytas ile karşılaşan Galatasaray erkek basketbol takımı büyük bir başarıya imza atarak adını basketbolun en büyük organizasyonu olan THY Euroleague’e yazdırmayı başardı. Birileri gibi sponsor hakkıyla değil, bilek hakkıyla-alınteriyle Euroleague’nin kapısına dayanan Oktay Mahmuti ve öğrencileri önelemelerde ilk maçında Yunan rakibi Paok’u 77-64, Fransız rakibi Asvel Basket’i 93-83 ve son olarak önelemelerde ev sahibi olan Litvanyalı rakibi Rytas’ı yaklaşık 10 bin taraftarının önünde 63-71 mağlup ederek adını gruplara yazdıran Galatasaray erkek basketbol takımı müthiş bir işe imza attı ve kulüp tarihinde bir ilke imza attı. 2011 yılının Eylül ayında böylesine büyük bir başarıya imza atan Galatasaray erkek basketbol takımının 2010 yılının Nisan ayında ligin son maçında Bornova Belediyesi’ni yenerek ligde kaldığını ve küme düşmekten son anda kurtulduğunu da eklemek gerekiyor. O günden bugüne müthiş bir karakter sergileyen Galatasaray erkek basketbol takımı 90’lı yıllarda kazandığı şampiyonluklar nedeniyle hak ettiği ve layık görüldüğü “Yenilmez Armada” sıfatını sonuna kadar hak ediyordu. Yenilmez Armada tabir-i caizse küllerinden doğuyor ve 2011 yılında yeniden sahne alıyordu.



Sezon öncesi oynadığı 10 hazırlık maçında 9 galibiyet alan, 3 resmi maçtan da galip ayrılan Galatasaray erkek basketbol takımı, sezonun en önemli maçlarından birisine daha çıkıyordu. Kayseri’de ezeli rakibi Fenerbahçe Ülker ile Cumhurbaşkanlığı Kupası maçında kozlarını paylaşan Oktay Mahmuti ve öğrencileri, geçen sezon yaşanılan final serisinin intikamını alıyor ve tarihinde 2.kez müzesine Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı götürmeyi başarıyordu.  Normal süresi 78-78 biten karşılaşmada iki uzatma devresi sonrasında 97-103’lük skorla şampiyonluk sevincini yaşayan Galatasaray erkek basketbol takımı dosta düşmana mesajı veriyordu. “YENİLMEZ ARMADA GERİ DÖNDÜ!”


Tarihinde her zaman öncü olan, büyük başarılara imza atan ve asla pes etmeyen bir kimliğe sahip olan Galatasaray Spor Kulübü’nün bu özelliklerini iliklerine kadar hisseden, yaşayan ve yaşatan Galatasaray erkek basketbol takımı sahaya çıktığında sadece maç kazanmak için değil, ruhunu koyarak, yüreğini ortaya koyarak mücadele ediyor. Taraftarıyla birlikte her maç “Son topa kadar” savaşan, skor ne olursa veya rakip kim olursa olsun, son topa kadar müthiş bir özveri ve istekle mücadele gösteren Oktay Mahmuti’nin öğrencileri bizlere göreve ilk geldiğinde tecrübeli çalıştırıcının sözlerini hatırlatıyordu. Kazansa da, kaybetse de her maç sonrası taraftarının alkışları ile soyunma odasının yolunu tutan Galatasaray erkek basketbol takımı erken form tutmanın sorunlarını da yaşamaya başlamıştı. Sezonu oldukça erken açan ve oynadığı tüm resmi karşılaşmaları kazanan Galatasaray erkek basketbol takımı ligin ilk haftası öncesinde arkasında hazırlık turnuvasında alınan 1 kupa, hazırlık maçlarında alınan 9 galibiyet, THY Euroleague’de normal sezonda mücadele etme şansı, Cumhurbaşkanlığı Kupası ve Türkiye Kupası’nda sekizli finallere katılma hakkını bırakıyordu.


THY Euroleague’de grubun ilk maçında Asseco Prokom’u mağlup etmeyi başaran ve Beko Basketbol Ligi’nin ilk haftasında Olin Edirne, ikinci haftasında da Bandırma Banvit takımlarını yenen Galatasaray erkek basketbol takımı 30 Eylül – 22 Ekim tarihleri arasında oynadığı 10 resmi karşılaşmadan da galibiyetle ayrılmayı başararak son derece önemli bir işe imzasını attı. 22 gün içerisinde 10 galibiyet alan ve ortalama 2.2 günde bir maça çıkan Galatasaray erkek basketbol takımı sezonun ilk yenilgisini 27 Ekim Perşembe akşamı THY Euroleague maçında Unics Kazan karşısında aldı. Evinde oynadığı ilk resmi maçta son periyoda kadar üstün taraf olan Galatasaray Medical Park erkek basketbol takımı, maçın bitimine 2 dakika kala Domercant’ın üçlüğüne engel olamadı ve geriye düştü. Sonrasında da maçı çeviremeyince taraftarı önünde oynadığı ilk resmi maçında (ki Bandırma Banvit maçında seyircisiz oynama cezası vardı) mağlup oldu. Devam eden süreçte ligde Pınar Karşıyaka’yı evinde kadın ve çocuk seyircilerinin katılımıyla mağlup eden Galatasaray erkek basketbol takımı, Avrupa’nın en güçlü ve felsefik takımlarından Montepaschi Siena deplasmanında çok ağır bir mağlubiyet aldı. Bu mağlubiyet aslında Galatasaray erkek basketbol takımına “THY Euroleague’e hoş geldin” mesajı taşıyordu. İtalya deplasmanında sahadan 103-77’lik skorla mağlup ayrılan takımımız haftasonu ligin yeni ekiplerinden Ankara temsilcisi Hacettepe Üniversitesi karşısında 68-86’lık skorla galip ayrılıyor ve moral depoluyordu. THY Euroleague’de ilk kez mücadele eden ve hedefini TOP16 olarak belirleyen Galatasaray Medical Park erkek basketbol takımı haftasonu Ankara deplasmanında alınan galibiyetin ardından haftaiçinde Slovenya’da Union Olimpija’nın konuğu oldu. Gruptan çıkmak için galibiyetle ayrılması gereken maçtan 79-70’lik skorla galip ayrılan Galatasaray erkek basketbol takımı, kulüp tarihinde ilk kez katıldığı turnuvada gruptan çıkması için Asseco Prokom ve Union Olimpija karşısında galibiyetler alması gerektiğini bilince olup bu maçlarda gereken galibiyetleri elde etti.


Ligde ilk mağlubiyetini beşinci haftada Anadolu Efes (eski adıyla Efes Pilsen) karşısında alan Galatasaray erkek basketbol takımı, ortaya müthiş bir mücadele örneği koymasına rağmen sahadan 69-61 mağlup ayrılarak ligde ilk yenilgisini tattı. Anadolu Efes maçı sonrasında Avrupa arenasında şampiyonluğun en büyük adayı İspanyol devi Regal Barcelona karşısında sahaya çıkan takımımız 20 sayı geriden gelmeyi başardığı karşılaşmada tecrübesizliğine kurban gitti ve sahadan 66-70 mağlup ayrılırken maç sonu taraftarları tarafından dakikalarca ayakta alkışlandı. Maç akşamı takvim yaprakları 17 Kasım 2011’yi gösterirken Oktay Mahmuti’nin sözleri akıllarda artık yer edinmemiş, adeta bir köşeye kazınmıştı. “Kazanırız, kaybederiz ama sonuna kadar mücadele edeceğiz!” Ediyorduk da... Galatasaray erkek basketbol takımı rakip ayırt etmeksizin sonuna kadar mücadele ediyor, savaşıyordu. 2 metrelik koca koca adamlar yerden yere zıplıyor, bir top için resmen havada uçuyorlardı. Oktay Mahmuti’nin öğrencileri sahaya yüreğini koyuyor, karakterini ortaya koyuyor, varını yoğunu parkeye bırakıyordu.


İspanyol devine son dakikada maçı kaybeden Galatasaray, haftasonu ligde Tofaş deplasmanından 20 sayılık (75-95) galibiyetle dönüyor, moral depoluyordu. Tofaş galibiyeti hiç kuşkusuz hafta içi oynanacak olan Asseco Prokom maçı öncesinde moral ve motivasyon açısından oldukça önemliydi. Grupta 5 maç sonunda 2 galibiyeti olan ve TOP16 için mutlak kazanılması gereken en az 2 maç vardı. Asseco Prokom deplasmanından alınan galibiyetin anlam kazanması için 24 Kasım Perşembe günü Abdi İpekçi Arena’da oynanılan maçın kazanılması gerekiyordu. Galatasaray erkek basketbol takımı normal süresi Jamon Gordon’un üçlüğü ile 70-70 biten karşılaşmada uzatma periyodunda 78-76’lık skorla galibiyete uzanıyor ve TOP16 kapısını aralıyordu. Kulüp tarihinde ilk kez bu arenada mücadele eden, buralara hiç alışık olmayan Galatasaray Medical Park erkek basketbol takımı, vizyon ve felsefe sahibi coachunun özverisiyle, takımda oyuncusundan malzemecisine, tribünde yöneticisinden taraftarına kadar müthiş bir inanç ve arzuyla grupta 3.galibiyetine ulaşıyordu. Haftaiçi Euroleague mesaisinin ardından haftasonu Trabzonspor’u da 20 sayılık fark ile evine gönderen Galatasaray Medical Park, haftaiçi grupta tam anlamıyla üçüncülük maçına çıkıyordu. Unics Kazan karşısında deplasmanda alınacak olan bir galibiyet grubu üçüncü bitirmek anlamına bile gelebilirdi. Rusya deplasmanında galibiyet için sahaya çıkan ama istediklerini sahaya yansıtamayan erkek basketbol takımımız sahadan 72-61’lik mağlubiyetle ayrılırken üçüncülük hayallerini de bir köşeye bırakıyordu. Son Eurocup şampiyonu, sistem ve felsefe basketbolu oynayan Unics Kazan karşısında 2 maçta da 2 mağlubiyet alan takımımızın en azından Union Olimpija’yı yenerek adını TOP16’a yazdırması gerekirdi. Bu arada bizi 2 maçta da yenen Unics Kazan’ın grupta ilk maçında Montepaschi Siena’ya son topta kaybettiğini ama deplasmanda intikamını aldığını da belirtelim. Sağda solda konuşulduğu gibi öyle boş bir takıma kaybetmedik. Yenebilirmiydik? Neden olmasın. Ama yenilmeyecek bir takım değil Unics Kazan takımı, onu belirtelim. Öyle “Bu takımıda yenemezsen.” diye sallamakla olmuyor.


Rusya’dan haftaiçi mağlubiyetle dönen Galatasaray haftasonu Antalya’da 76-88’lik skorla ligde yoluna devam ediyor ve haftaiçi oynayacağı Montepaschi Siena maçı öncesinde moral kazanıyordu. Taraftarı önünde Siena’yı ağırlayan Oktay Mahmuti’nin öğrencileri ilk yarıyı önde kapatmasına rağmen maçın son 1 dakikasında rakibinin gerisine düşüyor ve tabir-i caizse buralarda oynamayı öğreniyordu. Maçtan 67-63 mağlup ayrılan Galatasarayımıza yine sallamalar devam etmiyor değildi hani. Yok bu takıma kaybedilir mi, yok bu adamların 3 oyuncusu yok diye sallamaların olduğuna dikkat çekerek şunu hatırlatalım. Bu Siena, hemen hemen aynı kadro ile Barcelona karşısında sahadan galip ayrıldı. Ekol ve felsefenin yanına, sistem ve kadro kalitesini de eklediğinizde Euroleague takımı oluyorsunuz. Bir yılda şampiyonluk hedefleyenler belki bilmeyebilirler veya fark etmeyebilirler ama Galatasaray kulüp tarihinde ilk kez, tekrar ediyorum, kulüp tarihinde ilk kez bu arenada oynuyor. Siena karşısında kaybedilen maç sadece ama sadece Top16’yı garantilemeyi bir sonraki haftaya bırakıyordu. Galatasaray Medical Park ruhunu ortaya koyarak, taraftarıyla birlikte mücadele ederek bir sonraki hafta adını THY Euroleague’de TOP16’ya yazdıracaktı, yazdırdı da. Haftasonu Bandırma Kırmızı karşısında rahat bir galibiyet elde eden sarı-kırmızılılar hafta ortasında Union Olimpija’yı evinde ağırladı. Grupta Asseco Prokom karşısında alınan 2 galibiyet, Union Olimpija deplasmanında alınan galibiyet tabir-i caizse Euroleague’de bir üst turun kapısını aralamıştı. Şimdi o kapıya tekme atarak içeri girme vaktiydi. Muazzam bir üçüncü çeyrek ve müthiş bir Jaka Lakovic performansı ile 80-59’luk galibiyetle adını TOP16’ya yazdırdı. Galatasaray kulüp tarihinde ilk kez mücadele ettiği Turkish Airlines Euroleague’de bir üst turdaydı. Önelemelerden gelerek, bağıra bağıra, eze eze, bilek hakkıyla bir üst turdaydı. Tarih 14 Aralık 2011, Çarşamba. Bu tarihi bir kenara not alın. Keza bu takım Nisan 2010 tarihinde kümede kalma savaşı veriyordu. Birde ufaktan bir hatırlatma gerekiyor. Bu takım ligde ve Avrupa’da kayıpsız yoluna devam ediyor. Kaybedilen hiçbir şey yok. Tam tersi, koyulan tüm hedefler şuanda gerçekleştirilmiş durumda.


Sezonu erken açmanın sıkıntısı yaşanacaktı, ama nerede? Bir yerde duracaktı Galatasaray, kötü gidiş başlayacaktı. Fazla gecikmedi. Beşiktaş Milangaz karşısında hiç ama hiç alışık olmadığımız bir takım vardı sahada. İnanılmaz kötü bir Galatasaray, inanılmaz berbat bir performans ve savunma direnci. Oktay Mahmuti bile tanıyamamıştı takımını, öğrencilerini. Savunma yapmayı istemeyen, maç bitsinde gidelim havasında olan bir takım görüntüsü çizdiler. Tüm bunlara rağmen sahadan 73-65’lik skorla mağlup ayrılan Galatasaray Medical Park erkek basketbol takımı ligde 2.mağlubiyetini almıştı. Beşiktaş derbisinin ardından haftaiçi son derece zor ve her takımın kabusu olacak bir deplasmana gidiyordu Galatasaray. Palau’ya, İspanya’da Barcelona’nın konuğu olacaktı. TOP16’da oynanacak olan tüm takımlar hemen hemen bu kalitede sert takımlar olacaktı. Unics Kazan karşısında alınan mağlubiyetler soru işareti olurken, Regal Barcelona ve Montepaschi Siena karşısında taraftarıyla birlikte yaptığı geri dönüşler umut ışığımızdı. İspanya’da zorlu deplasmanda 79-50’lik skorla mağlup ayrılan takımımızda yorgunluk, isteksizlik göze çarpmıştı. Kim bilir bilinmez, belki formalite maçı olduğundan fazla kastırmadılar, belki de artık yoruldular. Sezonu erken açmak bazen sezon ortasında böyle şeyler yaşatabiliyor takımlara, erken form tuttuktan sonra form düşüklükleri görebiliyoruz.

Galatasaray Medical Park erkek basketbol takımı şimdi hem pota altında hemde 3-4 numaraya bir takviye yapacak gibi görünüyor. Darius Songaila’nın takımdan ayrılması muhtemel, o bölgeye bir takviye gelecek. Oktay Mahmuti’nin sisteminde mobil oyuncuları oldukça sık görüyoruz, rastlıyoruz. Guardlarda da 1-2 numara kombo guard dediğimiz türden oyuncuların olması, pota altı rotasyonunda safkan 5 numara olmaması, forvetlerde de safkan oyuncular yerine mobil oyuncular olması bunun en büyük kanıtları olarak yorumlanabilir. Pota altına yapılacak takviye sonrasında Songaila’ya teşekkür edilmesi muhtemel. Bunun dışında birde forvet pozisyonuna takviye gelmesi bekleniyor takımda. Şimdi Euroleague’de TOP16’da mücadele edecek olan bir Galatasaray olacak. Hem ligde final ve şampiyonluk parolası ile yola çıkan, hem de THY Euroleague’de TOP16’da tarih yazmak isteyen bir takım yaratılmak istenecek.


Yüreğini ortaya koyan, karakter ve kimliği ile mücadele eden bir takım yarattı Oktay Mahmuti. Bu kimlikte bir takıma yapılacak tek şey destek olmak. Yüreğini koyan takımın yanında olun. Kazansalar da, kaybetseler de alkışlayın. Çünkü Nisan 2010 tarihinde kümede kalmaya yönelik hayallerimiz varken, Haziran ayında “Şampiyonluk” hayallerimiz vardı. Kasım ayında bu hayaller Avrupa’nın en büyük kupasında TOP16’ya çıkmak olarak hafızalarımızda yerini aldı. Bu hayaller Şubat ayına girerken Top8’e gitmek olarak yer değiştirecek. Bu takım hayallerimizin peşinden gidiyor. Bizde onların peşinden gitmekten vazgeçmeyelim.


Barış ÇAMUR

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder