Yağmur nedeniyle ertelenen süper final saçmalığının normalde ilk maçı olaylı bir şekilde geçti ama bizi ilgilendiren kısmı bu maçtan 3 puan alarak dönmemiz oldu. Maça baskılı başlayan taraf Beşiktaş'tı ama ne kadar topa hakim gözükseler de kale önünde yeteri kadar kalemizi zorlayacak pozisyonlara giremediler. Maçı izlerken de kendi kendime 15 dakika beklersek bu baskıyı kırar oyunun hakimiyetini kazanırız. Çünkü Galatasaray hemen hemen oynadığı her derbide ilk 15 dakika alışma evresi gibi geçirir ve kendi kimliğine bürünür.
15.dakikadan itibaren oyunu rakip yarı sahaya yıkıp sezon başından beri oynadığımız oyuna döndükten sonra ilk başlarda uzaktan şutlarla baskımızı hissettirdik. Buna rağmen bizde tıpkı Beşiktaş gibi kale önünde çok net pozisyonlar yakalayamadık. Bizi rahatlatan durumlardan biri de baskıyı kurduğumuzdan kısa bir süre sonra 26.dakika da kazanılan kornerden gelen Melo'nun tartışmalı golü oldu. Gol kimine göre ofsayt, kimine göre aynı hizadaydı. Açıkçası ofsayt olup olmaması umumuzda olmamalı çünkü zaten oynanamaması gereken maçları oynuyoruz burada bir haksızlık varsa bu da Galatasaray'a yapılan bir haksızlıktır.
1-0 öne geçtikten sonra maç yine bizim kontrolümüz altında olmasına rağmen Beşiktaş'da net sayılabilecek yaptığımız pozisyon hatalarından gelen 1-2 gol pozisyonu yakaladı ama bunları değerlendiremedi. 2.yarı ise belki de Galatasaray'ın bu sezon en büyük problemlerinden biri olan skoru yakaladıktan sonra oyunun kontrolünü rakibe verme hastalığını bu maçta da kendini gösterdi. Bizim tamamen kendi yarı sahamıza çekilmemiz ile topun hakimi Beşiktaş oldu ama bu noktada sahayı iyi parsellememiz ve çok iyi alan savunması yapmamız Beşiktaş'ın Veli'nin uzaktan şutu dışında çok etkili bir pozisyonunun olmamasını sağladı.
Fatih hocanın 61.dakikada yaptığı Aydın-Necati değişikliği de takımı iyice geriye çekip, Aydın'ın getireceği hızlı toplarla kontradan gol aramak istediğimizi gösterdi. Nitekim çok geçmeden Aydın'ın harika golünü izledik. Bence burada vurduğu şuttan çok Aydın'ın Quaresma ile girdiği pozisyonda yere düşmeyip ısrarla devam etmesi benim için çok daha önemliydi. Belli oldu ki artık aydın bazı şeylerin farkında ve çalışıyor, artık düşüncesi futbol oynamak. Bu noktada Fatih hocanın ne kadar büyük bir hoca olduğunu da bize tekrar kanıtlaması ve onun elinde herkesin ışıldıyor olması sevindirici.
2-0'dan sonra artık sahada futbol değil hakeminde maçı çok kötü idare etmesi sebebiyle kalan 10 dakika futbol terörü izledik. Fakat bunun sorumlusu Beşiktaş taraftarı değil, bunun sorumlusu bu saçma sapan organizasyonu düzleyeni, şimdi evinde kafası rahat olan Mehmet Ali Aydın'lardır.
Maçta bizim için sevindirici noktalardan bir tanesi Melo'nun gol atması ve belki de Semih ile birlikte maçın yıldızı olmasıdır. Melo bizim sistemimiz için eşi benzeri olmayan bir oyuncu ve kesinlikle bu takımda kalmayı sezon boyunca gösterdiği performans ile sonuna kadar hak ediyor. Semih ise yılların deneyimli stoperleri gibi bu önemli maçta 0 hata ile oynadı.
Şimdi önümüzde bence şampiyonluk için tek maç kaldı, o da haftaya evimizde oynayacağımız Fenerbahçe maçı. Bu maçı aldığımız an şampiyonluk turları atmaya başlayabiliriz, fark 8'e çıkacak ve kalan 4 maçta bu farkın kapanması imkansız. Haftaya umarım bu blokta şampiyonluk yazımızı yazarız ve bu sezon sonuna kadar hak ettiğimiz kupayı alıp artık önümüze bakabiliriz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder