Galatasaray yıllar sonra, yeniden, layık olduğu arenada
yerini aldı. Nispeten daha “dişe göre” takımlarla eşleşebilmek için 4. Torbadan
3.torbaya terfi edişinde önemli rol oynayan 1907 Cluj takımıyla aynı gruba
düştü üstelik.
Grubumuzun “abisi” Manchester United, o kadar sık
karşılaşıyor ki Türk takımlarıyla, gelip süper ligde oynasalar yadsımayacağız.
Bu fenomeni “sakınan göze çöp batar” diyerek de açıklayabiliriz, zira Alex
Ferguson’un “I’ll never come back” (asla tekrar gelmem) dediği cehennem
“yükseltilmiş” sürümüyle karşısında. Üstelik bu sefer 20 bin zebani değil 50
bin zebaniye karşı oynayacak. Onların yerine koyunca kendimi tırsmamak elde
değil. Düşünsenize “Doğu Ekspresi” ile tanıdığınız bir ülkeye gidiyorsunuz,
çoğunluğu “kara kara” adamlar size cehenneme hoşgeldiniz diyip çılgınca ve
heyecanla bağırıyorlar. Bu karşılama havaalanından kaldığınız otele kadar,
otelden stada kadar devam ediyor.
Grubun “yancı abisi” Braga ise bildiğiniz yancı. Portekiz’in
sürprizi olan bu ekip, artık sıradanlaşan Benfica, Porto, Sporting Lizbon
ezberimizi bozup ikidir karşımıza geliyor. Portekiz, Avrupa’nın belki de en çok
bize benzeyen ülkesidir bence ,futbolları da öyle. Bireysel hataların damga
vurduğu maçlar serisi bizi bekliyor. Beşiktaş’ın daha geçen sene tokatladığı bu
ekibi, Galatasaray’ın asla küçümsemeden ancak fazla da büyütmeden geçeceğini
düşünüyorum.
Gelelim grubun “talihsiz talihlisi”ne. Talihsiz talihli
dedim çünkü o takım bu arenaya katılırken, Galatasaray’ı da kendisine rakip
etti. Aksi halde 4. Torbada biz olacaktık. Benim tahminim öyle ki bu takım
Braga’nın üzerinde tamamlayacak grubu ve UEFA Avrupa Ligi’nde devam edecek. Bu
takımın iki önemli özelliği var, birincisi isimlerindeki 1907. İkincisi ise
Galatasaray taraftarının çok sevdiği ancak bir türlü takımda tutunamayan
(kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle), Hagi’nin Türk futboluna armağanı olan
Culio’nun transfer edildiği takım olması.
Haydi bu yazıyı biraz daha ilginçleştirelim… Başlangıcımız
fazlasıyla epik. 3-3 ve 0-0’lık efsane maçlar ile başlayan şampiyonlar ligi
heyecanımız sönmeye yüz tutmuşken yine bir Manchester deplasmanı ile
alevleniyor. Üstelik o dönemin ve maçların kahramanı Arif Erdem… Bu haftanın
gündemlerinden olan Burak Yılmaz’ın Arif’in veliahtı olarak gösterilmesi de mi
tesadüf?
Ki bu Arif Erdem, 3-3 ‘lük maçın fitili ateşleyen golünü
atar, 3. Golü ise Arif attı desek yanılmayız. Aynı Arif bir sene sonra
Barselona’yı 2-1 yenerken yeniden sahnededir. Henüz 23 yaşındadır ve Hakan
Şükür ile birlikte efsane olur ancak nedense hep gölgesinde kalmıştır.
Sıra sende Burak, Elmander ve Umut’u Hakan Şükür belle,
kendini Arif. Kendine güven ve kalede kim olursa olsun şutunu ondan esirgeme.
Fatih hoca’nın da söylediği gibi, Allah yardımcımız
olsun..!!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder